24 Mart 2016 Perşembe

Bursa Tüyap Kitap Fuarı Kitap Listelerimiz


   Merhaba arkadaşlar!
  Seydaghan ile bilikte cumartesi günü Bursa Tüyap Kitap Fuarına gideceğiz. Aslında 19 Mart'ta gidelim diye düşünmüştük ama ülkemizde olan üzücü ve korkutan olaylar yüzünden gezimizi bir hafta ertelemeye karar verdik. Aylar öncesinden planlar yapıldı, kitaplar bla bla... Ancak hangi kitabı alacağımızı seçmek en azından benim için o kadar kolay olmadı. Hemde hiç!
    Yaklaşık 82 tanecik kitap arasından listemi daralttım daralttım darlattım ve şimdilik 24 tanecik kitapla yola devam ediyorum. (Ah kimi kandırıyoruz 10 tanesini alsam yeter.) Açıkcası yayınevlerinin çıkardıkları işleri görünce kitap seçmek inanılmaz zorlaştı. Özellikle yeni kurulan yayınevlerinin performansı harika. Umarım gelecekte de böyle devam eder.
    Kitap listeme geçmeden listemi nasıl oluşturduğumdan bahsetmek istiyorum. Çoğu zaman benim için fuarda fiyatlar ön planda olurdu ancak bu sene bazı yayınevleri için bunu esnettim. Ve evet bu yayınevi: Pegasus. Fuara gidenlerinde bildiği üzere genelde Pegasus'un fuar indirimi tatmin edici olmaz. Hatta indirim olmaz! Tahminlerim bu fuarda da olmayacağına yönelikti yani yapsalar yapsalar %25 indirim yaparlar diye düşündüm ve almak istediğim 25 tane Pegasus kitabı olunca da, eh Ali Ağaoğlu olmadığımı hatırlattım kendime ve kitapların arasından seçtim. (Fuar alanına adım attığım anda listemdekilerden oldukça farklı kitaplara yöneleceğim muhtemelen, meh) Sonuç olarak Seydaghan'la kafa kafaya verdik. Pegasus'un internet indirimide çok farklı olmadığı için kaybedecek fazla bir paramız(!) olmadığına karar verdik ve bu fuarda ne olursa olsun pegasusu öncelik olarak belirledik.
   Diğer bir kararım ise şu oldu: Yabancı yayınlarına bayılıyorum, yani çıkarttıkları her kitap mı iyi olur? Ve inanılmaz kaliteli basım, harika ayraçlardan bahsetmiyorum bile. Ancak geçtiğimiz tüyapları baza alarak yabancı ve ithakinin indiriminin %20-25'ten fazla olmayacağını düşündüm. Listemde bir sürü kitap var ve hepsini bir an önce okumak için can atıyorum AMA, yani adamların kendi internet sitesi var (*bilmeyenler için: ilknokta) ve yeni çıkan kitaplarda dahil olmak üzere %35 indirim yapıyorlar. Ve yabancı bir çok kez başka sitelerde 10 tl indirimine bile giriyor hemde en güncel kitapları. Böyle sabit bir indirim varken neden aceleye getirip fazla para vereyim diye düşündüm ve fuarda (eğer kendime engel olabilirsem) Yabancı'dan alışveriş yapmamaya karar verdim.
   Fuarda her zaman inanılmaz indirimler yapan yayınevlerinden bahsetmeden geçemeyeceğim: Martı, Go!, Novella, Aspendos... Bu yayınevlerinden kitap almadan binadan dışarı adım atmayacağım. Never and ever!
   Diğer bir indirim umduğum yayınevi ise Dex. Dex'i hepimiz mükemmel konulu kalitesiz kapakları olan ve bolca cüzdan yakan bir yayınevi olarak biliyoruz. Yani şu yayıncılık sektöründe tek anlam veremediğim yayınevi olabilir. Harikalar, gerçekten inanılmaz kitaplar çıkarıyorlar ANCAK neden kitaplarında, gazete kağıdından bile kalitesiz kağıt kullanıp bu kadar pahalı yaptıklarını çözebilmiş değilim ki maalesef birde kapak problemleri var. Dex'in çoğu serisi neden yarım kalıyor diye Seydaghan ile çok düşündük ve biz şöyle bir sonuç bulduk. Kapakları o kadar kötü ki insanlar dışıyla değerlendirip buna bu kadar para verdiğime değmez diyerek kitaplara şans verip okumuyor. Sonra ta daa; satılmadığı için seriye devam etmiyorlar. Ve madur yine okuyucu oluyor. Yine de Dex'i seviyorum. Evet bunca serzenişten sonra biraz garip bir cümle olabilir ama gerçektende öyle. Kesinlikle orjinal seriler çıkarttıkları bir gerçek. Ve fuarda 5 ve 10 tl'lik indirimleri var. He yoo. Benim listemdeki kitaplar bu indirime dahil olur mu bilmiyorum ama kesinlikle indirimdekilere de göz atacağım.
   Ziyaret edeceğim diğer yayınevleri ise kısaca şöyle: Can, Parodi, Gereklişeyler, YKY,İş Bankası Kültür yayınları, Artemis, Ephesus, Epsilon. Şimdilik aklıma gelenler bunlar.
   Ve şimdi sizleri fuar listemle başbaşa bırakıyorum.
   
  Pegasus



Artemis

Martı&Novella Dinamik
 

Parodi
 

Dex
 

Go!



Croatan'ın 24 kitaplık listesinden sonra gelelim benim listeme.Üç yıldır Bursa Kitap Fuarına gidiyorum ve geçen sene sevgili Croatan'la çok keyifli anlar geçirdik umarım bu senede aynı şekilde keyifli geçiririz. 
Ayrıca bu seneki fuar deneyimimizi sizler için kayıt altına almaya karar verdik. Çok yakında start vereceğimiz KİTAPTUBER youtube hesabımızdan paylaşacağız, yani takipte kalın.
Fuara geri dönersek,benim listemde 26 kitap var. Hepsini alacağımdan değil ama belli bir çerçeve içerisinde kalmaya bu sayede hiçbir şekilde pişmanlık olmadan geri dönmeye kararlıyım.
Benimde bu fuarda mutlaka uğramam gereken stantların en başında PEGASUS. Nedenine gelince uzun zamandır beklediğim,instagram hesabımda çevirin çevirin diye yalvardığım kitapları çevirmiş olması. Pegasus fuarda da internet fiyatlarıyla aynı oluyor neredeyse. Ayrıca olmasa bile %20-25'lik indirim yapsa da umrumda değil kesinlikle ve kesinlikle listemde beş kitabı alıp geri döneceğim. Diğer yayınevlerinden vazgeçebilirim ama Pegasus'tan asla!


 PEGASUS YAYINLARI






ARTEMİS
  

Artemisten, Ay Günlükleri serisinin Kötü Kraliçesi  Levana'nın Novellası'nı almayı planlıyorum. Eğer beklediğim serilerin son kitapları çıkmış olsaydı kesinlikle listeme dahil olurlardı. Ve bende sadece Pegasus ve Artemisten alışveriş yapıp eve geri dönerdim herhalde :)

İTHAKİ YAYINLARI


Bu kitabı o kadar uzun zamandır bekliyorum ki. KIRILGAN ŞEYLER, Neil Gaiman yazdıysa her türlü okunur diyenlerdenim ben-
İthaki indirimi hoşuma giderse fazladan bir iki kitap daha almayı da düşünebilirim.

YAPI KREDİ YAYINLARI


Harry Potter yeni kapaklı serimden sadece Ateş Kadehi'm eksik,seriyi Re-Reading yapıyorum o yüzden mutlaka ve mutlaka Ateş Kadehi'ni almam lazım aynı zamanda Hogwarts Kütüphanesi kitaplarından Çağlar Boyu Quidditch'i de listeme ekledim. Daha önce baskısı tükendiği için almamamıştım.

ASPENDOS YAYINLARI


Jay Crowner'ın Dövmeli Adamlar serisinin ilk kitabını okumuş ve çok sevmiştim, ki ilk kitabı da geçen seneki fuarda almıştım geçenlerde fuar katılımcı listesine bakarken Aspendos Yayınlarının olmadığını görünce çok üzülmüştüm ama neyse ki geliyorlarmış,sanırım Nemesis standıyla birlikteler.
O yüzden listeme Dövmeli Adamlar serisinin devamını ekledim.
Resimde sıralama yanlış olmuş ama ;
JET ve
ROME 'u almayı düşünüyorum.

GO!




 
Go! Kitap geçen fuarda kitaplarını 10 tl gibi bir fiyattan satış yapmış olsalarda İstanbul Kitap Fuarında 13 tl üzerinden satış yaptılar Bursa'da da aynı fiyattan satış yapmalarını bekliyorum. Go'dan tamamlamam gereken iki seri biri TATLI ŞEYTAN serisinin son kitabı TATLI HESAPLAŞMA ve KARANLIKTA BULDUM SENİ'nin ikinci kitabı GÖLGEDEKİ IŞIĞIM'ı mutlaka alacağım.
Ve delicesine merak ettiğim Ned Vizzini'nin KOMİK BİR HİKAYES'İNİ listeme dahil ettim.

NOVELLA DİNAMİK


Novella Dinamik yeni kurulmasına rağmen bir çok okuyucunun beğenisini kazanmış bir yayınevi bende kurulduğundan beri takip ediyorum, yayınevinin adı altında çıkan kitaplar arasında en çok merak ettiğim kitap Leigh Bardugo'nun Gölge ve Kemik serisiyle aynı dünyada geçen KARGALAR MECLİSİ oldu. Her ne kadar Gölge ve Kemik serisini beğenmemiş olsam da bu kitap hem kapağıyla hem de konusuyla dikkatimi çekti. Duyduğuma göre Novella Dinamik Bursa Kitap Fuarında güzel indirim yapmış.

İŞ BANKASI YAYINLARI



İş Bankası Yayınlarından çevirilmesini beklediğim üç kitabı listeme ekledim. Ölümsüz Nicholas Flamel serisini uzun zamandır merak ediyordum çevirildiğini öğrenince alıncaklar listeme eklemiştim ve geçen gün serinin ikinci kitabı BÜYÜCÜ'nün çıktığınıda öğrendim,indirim oranına göre birini ya da ikisini alacağım. Aynı şekilde Mark Haddon'un ödüllü kitabı Süper İyi Günler de uzun zamandır listemde. Bu kitabı acayip merak ediyorum.

EPSİLON YAYINLARI


Fuarın en cimri yayınevlerinden biri olan Epsilon Yayınlarından sadece ve sadece o da çok merak ettiğim, güzel yorumlar okuduğum için KÜLLER VE KOR'u almak istiyorum. 

 GEREKLİ ŞEYLER


Gerekli Şeyler'den Bleach'in 4. Cildini ve Tokyo Ghoul'un 1-2-3 cildinde gözüm var.
 Gerçi içimden bir ses sadece birincisini alacağımı söylüyor ama aynı zamanda bugün çıktığını gördüğüm Ajin'i de listeme ekledim. Animesini merak ediyordum ama önce Mangasını okumaya karar verdim.

TUDEM YAYINLARI 


Tony Diterlizzi'nin Wondla serisini uzun zamandır merak ediyordum Tudem yayınlarının çevirdiğini öğrenince listeme ekledim ama alırmıyım bilmiyorum zira Tudem Yayınları pek indirim yapmıyor fuarda gerçi normalde de pek indirim yapan bir yayınevi değil ama bakalım...

PARODİ YAYINLARI


Parodi Yayınları İstanbul Kitap Fuarında muhteşem bir indirim yaptı. Tüm kitaplarını 10 tl'den sattı, aynı indirimi Bursa'da da yapmış ki ben bu duruma acayip memnun oldum. Karanlık Zihinler serisine devam etme kararı almıştım o yüzden fuarda kaçırmamayı düşündüğüm yayınevlerinden birisi oldu kendisi.

DEX KİTAP


Gelelim Dex'e, herkesin bir şekilde şikayeti olduğu bir yayınevi Dex. Kapaklar,çevireler ve bir türlü devam etmeyen,geç çıkan seriler tüm bunlara rağmen  Dex'ten vazgeçemiyoruz özellikle fuarlarda muhteşem indirimler yapıyor. 9,90 ya da 5 tl'lik kampanyalarını herkes çok seviyor. Dex'ten almak istediğim kitaplar genelde seri devamları özellikle indirimli kısımdan ayrıca varsa Firefight ve uzun zamandır merak ettiğim Kanin Günlükleri serisinin ilk kitabı Buz Ateşi 'ni listeme aldım. 
Olsaydı çevrilseydi Sarah J. Maas kesinlikle o listenin başında olurdu ne yazik ki yazarın beklediğim iki serisinin kitapları Nisan ya da Mayıs'ta okuyucuyla buluşacakmış.

İşte benim fuar listemde böyle, ne kadarını alırım bilemesemde eve yeni kitaplarla dönecek olmak şimdiden heyecanlandırıyor beni. Bu arada Yabancı Yayınları'nı İlknokta'dan daha uygun bir oranda indirim yapmayacağını, yapamayacağını düşünüdüğüm için listeme eklemedim, sanırım siteden almak daha karlı olacak.
 Umarım güzel bir anı olur fuara giden herkes için.



   

     










21 Mart 2016 Pazartesi

'Aristotle and Dante Discover the Secrets of the Universe' Kitap Yorumu


Aristotle is an angry teen with a brother in prison. Dante is a know-it-all who has an unusual way of looking at the world. When the two meet at the swimming pool, they seem to have nothing in common. But as the loners start spending time together, they discover that they share a special friendship—the kind that changes lives and lasts a lifetime. And it is through this friendship that Ari and Dante will learn the most important truths about themselves and the kind of people they want to be.

Sayfa sayısı: 357
Goodreads:4.33

  
   Selam Millet! 
  Bugün yine karşısınıza harika bir kitabın yorumuyla çıkıyorum. Evet, malesef kitap ülkemizde daha çevrilmedi ancak üzülmeyin, duyumlarıma göre 'Altın Yayınları' tarafından çevrilecek ve umuyorum ki yakın zamanda çevirilir.
  Kitapla tanışma hikayem gelirsek; 'Kurtlara Söyle Eve Döndüm'ü okuduktan sonra bu tarzda başka kitaplar okumak istedim. Daha sonra bookstagramların sayfalarını ve goodreads'i gezerken bu kitapla karşılaştım. Başta kapağı ilgimi çemişti ancak arka kapağını okuduğumda bu kitabı kesinlikle alıp okumam gerektiğini biliyordum. LTBG türünde bir kitap olduğunu en başından söyleyeyim çünkü bu konuda önyargıları olan ya da bu tarzdan hoşlanmayan okuyucular olabilir. 
 Kitabı bookdepository'den sipariş ettim. Eskişehir'deki D&R'da maalesef yoktu. Free shippingi olduğu için bende bookdepository'i seçtim. Kitap İngiltere'den yola çıktı ve 10-15 gün arası bir sürede elime ulaştı. Kapağında biraz hasar vardı, yurtdışından geldiği için böyle kusurların olabiliyor sanırım. Ancak müşteri temsilcileri gerçekten çok nazikti, her türlü sorumu yanıtladılar ve hatta eğer kitap kargoda kaybolursa sorgusuz sualsiz yenisini yolluyorlar, o yüzden siteyi çok sevdim.
  Kitabın konusu kısaca şöyle;Aristotle 'yani Ari' on beş yaşında meksikalı bir genç. Hiç arkadaşı yok ve arkadaş edinme konusunda sorunlar yaşıyor. Kendisiyle pek barışık değil, sürekli kendisinde bir şeylerin yanlış olduğu düşünüyor. En büyük dileği bir gün evrenin sırlarını çözebilmek. Abisi hapishanede ve babası Vietnam savaşından döndükten sonra kendi içine kapandığı için Ari asla onunla yakın bir ilişki kuramamış. Tüm bunlar onun kendi içine de kapanmasına sebep olmuş. Ari içinde abisinden asla bahsetmeyen ailesine ve kendisini ondan uzak tutan babasına karşı büyük bir öfke hissediyor.
  Bir gün yüzme havuzunda Dante adında bir çocukla tanışıyor. Dante ona yüzmeyi öğretmeyi teklif ediyor ve bu şekilde arkadaşlıkları başlıyor. Dante, Ari'nin hayatına girdiğinde Ari için her şey daha kafa karıştırıcı olmaya başlıyor ancak yıllar geçtikçe ve kendilerini keşfettikçe aralarındaki dostluk gitgide güçleniyor ve beraber evrenin sırlarını olmasada kendilerini keşfedişlerini okuyoruz.




  Kitap, iki gencin kendi benliklerini keşfetme ve esasında oldukları kişiye dönüşme hikayelerini anlatıyor. Bu hikaye o kadar güzel ki, gözlerinizi yaşartıp yüzünüzde minik bir gülümseme yaratıyor.
  Kitapla ilgili eleştirebileceğim tek bir noktalama işareti bile yok!
 Kesinlikle 2016 favorilerim arasına girdi. Dili inanılmaz akıcıydı, her kemileyi yüreğimde hissettim. Kitabın her sayfasını çizmek istedim çünkü çizmezsem bir şeyler eksik kalacakmış gibiydi. Her bir, abartmıyorum her bir cümlesi büyüleyiciydi.
  Yazarın tarzı aslında bana biraz Rainbow Rowell'in Eleanor&Park'ını hatırlattı. İçeriğinde bolca Ari'nin duygularını ve içsel düşüncelerini vardı. Düşünceler, duygular, atmosfer okurken beni tamamen içine çektiErgenlik gerçekten zor bir dönem, karanlık bir dönem. Bittiğinde bir hiç ya da bir şey olursun ve hangisi olacağın bu dönemi nasıl atlattığına bağlı. Maalesef bunun bir kural kitabı ya da basit bir yolu yok. Ari'nin kitap boyunca kendisini bu kadar yetersiz ve işe yaramaz görmesi, sevilmeye layık olmadığını düşünmesi başta beni deli etti, neden böyle düşündüğünü bir türlü anlayamadım. Kitabı bitirdiğimde ise Ari'yi çok iyi anladım. Kendinde eksik hissettiği bir şeyler vardı ve bunun ne olduğunu çözmesi gerekiyordu. Bu eksikliği keşfedene iyi hissetmesi nasıl mümkün olabilirdi ki? Ama bence Ari gerçekten çok şanslı bir çocuk. Bunu gerçekten içtenlikle söylüyorum çünkü gerek ailesi, gerek Dante her zaman ona destek oldular.
  Benim için Dante ve Ari gerçekti, kitabı bitirdiğimde onlardan ayrıldığım için üzüldüm. Ve beni böylesine etkileyen yalnızca Dante ve Ari değildi. Evet, her anne baba çocuklarını sever, kimisi gösterir kimisi göstermez, en kötü anne baba bile çocukları için en iyisini ister ancak Dante ve Ari'nin aileleri günümüzde bile çok az karşılaşılan türden. Öyle ki, oğullarına duydukları sevgi, onlara destek oluşları, bu kadar açık görüşlü oluşları inanılmaz.
  

 Günümüzde bile homoseksüellik hala bir tabu iken 1987'de nasıl olduğunu hayal etmek mümkün değil.
 Bu türde bir kitap okumak istiyorsanız kesinlikle kaçırmayın derim. Kesinlikle size çok şey katacaktır. İngilizce kitap okumak isteyenler içinde iyi bir tercih olacaktır. Bölümleri kısa kısaydı. Sözlüğe bakma ihtiyacı hissetmedim bile.
  Umarım bu yorum yararlı olmuştur. Şimdilik hoşçakalın, herkese keyifli okumalar!

Puanım: 5/5

-KİTAPTAN ALINTILAR-

“Words were different when they lived inside of you.” 

“I bet you could sometimes find all the mysteries of the universe in someone's hand.”

“Another secret of the universe: Sometimes pain was like a storm that came out of nowhere. The clearest summer could end in a downpour. Could end in lightning and thunder.” 

“The summer sun was not meant for boys like me. Boys like me belonged to the rain.” 

“Maybe we just lived between hurting and healing.” 

“We all fight our own private wars.” 

“I renamed myself Ari.
If I switched the letter, my name was Air.
I thought it might be a great thing to be the air.
I could be something and nothing at the same time. I could be necessary and also invisible. Everyone would need me and no one would be able to see me.” 







10 Mart 2016 Perşembe

'Karanlık Zihinler' Kitap Yorumu

Parodi
Özgün adı: The Darkest Mind #1
Sayfa sayısı: 572
Goodreads:4.29
  Adım Ruby.
Hepinizden farklıyım.
Aklınızın derinliklerinde gezinebilir, 
anılarınızı hiç yaşamamışsınız gibi silebilirim.
Henüz on yaşındayken Thurmond'daki bu rehabilitasyon kampına gönderildim. Hem de kendi ailem tarafından...
Burada her adımımız izleniyor, nefes alış verişlerimiz bile.
Yalnız değilim.
Maviler... Yeşiller... Turuncular...
Sarılar ve Kırmızılar...
Karanlık Zihinler...
Ve yaşamak için saklanmak zorunda kalanlar
Ve kaçanlar...   
   
   Yeniden Merhaba!
   Karanlık Zihinler aslında uzun bir süredir kitaplığımda bulunuyordu. Parodi yayınlarından çıkan serinin diğer kitapları önümüzdeki Bursa Tüyap'ta alınacaklar listemde, eğer indirimi uygun bulursam kesinlikle kaçırmayı düşünmüyorum. Kitabın piyasa fiyatı 24 tl ve internet fiyatları da bana pek uygun gelmedi açıkcası, siteden siteye değişmekle birlikte ben bu seri 10 tl indirimine girdiği zamanlarda yüzüne bakmadığım için sonra ne yapsam diye düşündüm ve instagramda 'onsozkitap_' diye bir sayfadan aldım. (Kapıda ödeme var ve 3 kitap 42 tl'ydi, hala bu şekilde sanırım ilgilenenler olursa göz atabilirler.)
   Neden başta bu kitaba bu kadar ön yargılıydım gerçekten bilemiyorum. Yani hakkında bir çok olumlu yorum ve goodreads puanına rağmen gerçekten okuyup okumama tereddütüne girmiştim. Sonunda benden okuyanlar kervanına katıldım ve pişman değilim. Her ne kadar eleştirilecek bir kaç noktası olduğunu düşünsemde kesinlikle tatmin edici bir kitap oldu benim adıma.
   Konusu; İAAN (İdiopatik Adölasan Akut Nörodejenerasyon) adı verilen ve ergenliğe adım atmakta olan çocuklarda ölümcül seyreden bir hastalık ortaya çıkıyor. (Evet, her ne hikmetse yine Amerika'da!) Ve bu hastalığa yakalanan çoğu çocuk kurtulamazken kurtulanlarda özel güçler ortaya çıkıyor.
   Tabi ki Amerikan hükümeti her daim hazır olan 'felaket durumlarına nasıl müdahale edilir 101' kitaplarını açıp olaya el koyuyorlar. Ailelere çocuklarında herhangi gariplik gördükleri anda onlara teslim etmeleri çağrısını yapıyor ve yaşları 8 ila 14 arasında değişen ve hayatta kalmış tüm çocukları toplayıp kamplara götürüyorlar. Hükümet vatandaşlarına, çocuklarınızı iyileştireceğiz dese de aslında tüm bunların koca bir yalan olduğunu tabi ki de önceden tahmin edebiliyoruz.
   Çocukları belli özel testlerden geçirip kırmızı, sarı, turuncu, yeşil ve mavi olarak beş sınıfa ayırıyorlar. Kırmızılar: Pirokinez, Sarılar: Elektriği konrol etme, Turuncular: Zihin kontrolü, Yeşiller: Üstün zeka, Maviler: Telekinezi yeteğine sahipler ancak her çocuğun yeteneğini kullanma şekli farklı.
   En çok kırmızı, sarı ve turunculardan korktukları için onları hemen ortadan kaldırıyor tabi Amerikan hükümeti. Geride kalan yeşiller ve maviler ise köle gibi kamplarda yaşamaya devam ediyor.
    Gelelim baş kahramanımıza: Ruby 10 yaşında ailesi tarafından PÖK askerlerine teslim ediliyor ve bir kampa yerleştiriliyor. Ruby insanlara dokunduğu sırada onların geçmiş anılarına ait imgeler görüyor, ve bir seferinde de yanlışlıkla en yakın arkadaşının zihninden kendisi ile ilgili tüm anıları siliyor. Ruby her ne kadar kendinin yeşil olduğunu söylesede aslında tam altı yıl ne olduğunu saklayarak kampta yaşıyor ancak bir gün beyaz gürültü dedikleri bir çeşit olay kontrol edici sistem ile kimliği açığa çıkınca, çocuk birliğinin yardımı ile kamptan kaçıyor! Sonra çocuk birliğinden kaçıyor ve kaçıyor... Kız nedense zaten sürekli bir kaçma halinde.Yani kitabın adı kaçak kız falan olsa yeri, o derece. Her neyse, bundan sonrası spoiler'a gireceği için devamını kendiniz okuyun ve görün. :)
 Yorumuma geçecek olursam; öncelikle kitabın gerçekten çok seveni var. Seydaghan'la konuştuğumda o, kitaba karşı nötr olduğunu ne çok sevdiğini ne de az sevdiğini söylemişti. Kitabı bir çırpıda okudum ve okurken bir an bile sıkılmadım. O yüzden sanırım kitabı sevdiğimi söyleyebiliriz ama burada kocaman bir ANCAK geliyor...
   Kitabı neden daha önce alıp okumadığımı çok düşündüm. Hayal meyalde olsa bu kitabın çok öncelerde D&R'da falan 10 tl indirimlerine girdiğini ve kitabın arka kapağınıda okuduğumu hatırlıyorum. Evet belki arka kapak her zaman kitap hakkında çok fazla bilgi içermese de; Karanlık Zihinler'in arka kapak yazısını okuduğumda konuyu orjinal bulmadığım için okumadığımı hatırladım.
   Yani düşününce; Birincisi; kitap tabiki de Amerika'da geçiyor. Diyebilirsiniz ki yazar Amerikalı yani ne bekliyordun! Evet, haklısınız belki ama kitabı okurken sanki bu hastalık yalnızca Amerika'da varmış gibi yazması şart mıydı? Apokaliptik olaylı filmlere, kitaplara bayılan bir insanım ben, zombiler, ölümcül salgınlar, mutasyon geçiren insanlar gibi şeylere bayılıyorum. Biraz daha teenager konseptinden çıkıp, salgının kaynağını ya da diğer dünya ülkelerindeki yaklaşımların nasıl olduğundan bahsedebilirdi bence... Özellikle konunun çözümlendiği son kısımlarda konuyu evrenselleştirebilirdi. Yani ben olayın ciddiyetini pek anlayamadım. Belki de sorun bendedir tabii, orasını bilemeyeceğim... 

-Spoiler Allert-
Mesela hükümetin kırmızılardan bir ordu kurduğuyla ilgili kısım, diğer ülkelerde de böyle bir oluşum var mıydı? Çin çocuk yasağını falan kaldırdı mı mesela? Rusya nükleer bomba yerine turuncuların kontrolündeki bir çocuk ordusu yarattı mı? Ortadoğu'da kaos ortamı oluştu mu? Yani bunlar önemli konular öyle değil mi?
-Spoiler Sonu-

   İkincisi; Özel güçlü çocuklar, kitabın distopik gençlik kitabı olduğunu biliyorum ama yine de özel güç derken bu kadar bilindik şeyler olmasa daha iyi olurdu gibi geliyor. Kitabı okurken sürekli bu başka bir kitaba benziyor sanki diye hissederek okumama sebep oldu. Üstelik bu yüzden, kitap tahmin edilebilir bir hal alıyor. Daha sona gelmeden olacakları zaten biliyorsunuz. Beni şaşırtan tek bir yer oldu oda kitabın son yirmi sayfasıydı.
   Üçüncüsü; En sevdiğim şeydir aşk üçgeni, hatta dörtgeni ve beşgeni ancak bu kitaptakini sevmedim ya da bilemiyorum... Zaten ben Ruby'nin duygularınıda çok anlayamadım. İlk kez gördüğü yakışıklı erkeğe aşık oldu resmen. Liam'ı severim, iyi çocuktur ama çok süt geldi bana. Yani polyannanın erkek versiyonu olmasını bir kenera bırakırsak bana çok güçlü bir karakter gibi gelmedi. Bilemiyorum, ağzıyla kuş tutsa çocuk içim ısınmayacak galiba. Tamam diğeri de kötü karakterdi ama bir kere de kötü karakterler kazansın be! Çok mu şey istiyorum?

   Her şeye rağmen, konusu bana göre(!) klişede olsa, güzel yazılmış klişelere kötü diyemem. Okurken tek bir sayfada bile sıkılmadım. Ve üstelik sonu o kadar tatmin ediciydi ki kesinlikle serinin devamını daha çok seveceğimi düşünüyorum! İçimden bir ses bundan sonra ki olayları tahmin edemeyeceksin diyor ve umarım doğru çıkar. Çünkü gerçekten çok süpriz dolu bitti ve bundan sonra neler olabileceği hakkında tahmin yürütemiyorum. Dua edinde Bursa Tüyap'ta bu güzellikler iyi bir indirime girer ve bende daha fazla beklemek zorunda kalmam.
   Kesinlikle önereceğim kitapların arasına girmiş bulunmakta. Umarım yorumum yararlı olmuştur, herkesin fikrine saygı duyduğumu bir kere daha belirtmek istiyorum. Kitap hakkında hissetiklerimi yazmasam olmazdı. Hey ama bana kızmayın! Yine de kitabı beğendim diyorum size!
   Son olarak; mart ayındaki dördüncü kitabımı bitirmiş bulunmaktayım. On gün içerisinde, bugün okuduğum Vampire Knight'ın 17.cildi ile birlikte, iki manga, dört kitap okumuş bulunmaktayım. Bu performansım umarım ayın sonuna kadar devam eder. Sıradaki kitap sanırı Yabancı yayınlarından çıkan 'Anlaşma' olacak... Bir iki gün içinde bitirmeyi umuyorum çünkü son gelen, okuoku indiriminden yararlanarak aldığım kargomla beraber baya bir kitap birikmiş durumda, Tüyap'ta eklenince beni okul bitine kadar idare eder diye düşünüyorum. Hala bookdepository'den aldığım 'Aristotle and Dante Discover Secrets of Universe' kitabımın elime ulaşmasını bekliyorum. Bugün kargo yola çıkalı 8 gün oldu ve 10 gün içinde elime ulaşmazsa mail atacağım. Bana şans dileyin!!! Seydaghan'nı ikna edebilirsem çok yakında Tüyap listemizide sizlerle paylaşacağız. Şimdilik sağlıcakla kalın! Keyifli okumalar...

Puanım: 4/5








8 Mart 2016 Salı

Şubat Ayı Favorisi: Kurtlara Söyle Eve Döndüm

Martı
Özgün Adı: Tell the Wolves I'm Home
Sayfa sayısı: 512
Goodreads: 4.03

   Merhaba arkadaşlar!!! Mart ayına geçmiş bulunmaktayız, ben Mart'a güzel başladım. Ayın ilk Şuan biri manga dört kitap okudum ve beşinci kitabıma başlamış bulunmaktayım ve bu ayın verimli geçeceğini düşünüyorum. Önümüzdeki Bursa kitap fuarı için oldukça heyecanlıyım. Seydaghan ile gidip oranın altını üstüne getirmemize sayılı günler kaldı!!!
  Dip not: Merak eden olursa diye 19 Mart'ta oradayız, ve yaka kartımız, simgemiz ya da sembolümüz olmayacak,hayır! Sonuçta biz birer ünlü değil yalnızca okuyucuyuz. Kitapları biz yazmıyoruz ya da profesyonel eleştirmenler değiliz. Yalnızca kitap okuyan ve düşüncelerini içinde tutamayan sıradan insanlarız... En azından kendi adıma dosluk kurmak açısından sizlerle her zaman tanışmak isterim. Bende benim gibi bir amatörden daha deneyimli ve kesinlikle daha iyi olduğunu düşündüğüm bir çok blogger, bookstagram ve vlogger takip ediyorum. Onların yorumlarına göre hareket edip bir kitabı alıp ya da almamaya karar veriyorum, onları seviyorum ve yaptıkları işe oldukça saygım var. Niye olmasın ki?Gerçekten harikalar yaratıyorlar, evet; ama bir kaç defa yorumlarda denk geldim imza isteyenler falan olmuş. Açıkcası bu bana biraz uç geldi. Evet onları sevin! Bende seviyorum ama imza istemek nedir? Bunu belki bir çoğunuz normal görüyorsunuzdur ama benim kanaatim bu. Fikirlerinize saygım sonsuz bunu belirterek neden bu eleştiriyi yaptığımı kendi kendime sorgulayıp esas konuya dönüyorum... 
   Şubat ayı içinde okuduğum kitapların içinden beni gerçekten etkileyen tek bir kitap oldu. O da 'Kurtlara Söyle Eve Döndüm' Daha önceki 'Carry On' yorumumda da kitabın adı ve favorim olduğu geçmişti aslında. Kitabı yorum olarak paylaşmak istemedim çünkü zaten bir çok kişi ne kadar muhteşem olduğundan bahsetmiş, eh goodreads puanlarıda ortada bir de kitabı kendime saklamak istedim. Zaten kitabın eleştirilecek tek bir noktası yok. (Belki kapağı? Yani bence diğer coverları çok daha güzel. Kitap hakkındaki yorumları görmemiş olsam kapak yüzünden beki bu muhteşem kitabı okuma fırsatım olmazdı. O yüzden kapağına aldanmayın okuyun!) Uzun zamandır hiçbir kitap beni böyle ağlatmamış, bana duygularını bu kadar güzel aktaramamıştı. Normalde kitap alıntılarını çizen bir insan değilim. Ancak bu kitapta ben bile kendimi tutamadım. Bir kaç beğendiğim alıntıyı aşağıda paylaşacağım...
    Bu bir öneri yazısı olduğu için uzatmayacağım, okuoku'nun 7.90'lık indirimi devam ediyorsa mutlaka sepetinize eklemenizi öneririm çünkü böyle bir kitap için gerçekten inanılmaz hesaplı. Eh, kitaba verdiğim puanı zaten tahmin ediyorsunuzdur...
    Herkese keyifli, bol okumalı bir Mart ayı diliyorum. Sağlıcakla kalın, hoşçakalın!

-KİTAPTAN ALINTILAR-


* "İnsan karşısına çıkan fırsatları değerlendirmeli yoksa elinden kayıp gidiverir" derdi hep. Fırsatlar insanın elinden kayıp gidecek kaygan balıklarmış gibi...

* Orada bir süre durup arabayı baştan aşağı süzdüm. Aklım neredeyse bana tamamen ybancı olan bu adamın arabasına binmemem gerektiğini söylüyordu ama kalbimden geçen şuydu: "Ya orada Finn'nin düşürdüğü bir kalem, bir kutu Good&Plentys şekeri ya da küllü sarı tonunda bir tutam saç varsa? Ya Finn'in oturduğu yerde izi kalmışsa? Ya Finn'in soluduğu havadan tek bir atom kaldıysa?"

* Günün birinde belki bir şahinci olurum diye düşünürdüm eskiden. Şimdi bundan eminim çünkü bu sırrı keşfetmem gerekiyor. Bir şeylerin benden sürekli uçup gitmesi yerine, bana geri dönmelerini nasıl sağlayacağımı öğrenmem gerek.

* "Benim bir tanecik kızıma iyi bakacağına söz ver. Sevgim öyle büyük ki, kalbim ortadan ikiye bölünecek neredeyse..."

SON
 
   Dip not 2: Bundan sonra her ay, o ayın favori kitabıyla ilgili böyle kısa yazılar yazıp mutlaka okumanızı düşündüğüm kitapları eklemeyi düşünüyorum. Umarım böyle kitaplar okuyabilirim tabi... :) Lütfen yazıyı beğendiyseniz veya eleştirileriniz varsa yorum bırakmaktan çekinmeyin. Her türlü tartışmaya, eleştiriye açığım. Kendinize iyi bakın!







Ana Sayfa

Kitaptuber

Popular Posts

Followers

Template Hits