7 Nisan 2016 Perşembe

KİTAP YORUMU : TRENZALORE ÖYKÜLERİ






Kitabın Adı: TRENZALORE ÖYKÜLERİ
Orjinal Adı: TALES OF TRENZALORE
Yazarı: Justin Richards, George Mann, Paul Finch, Mark Morris
Yayınevi: İTHAKİ YAYINLARI
Goodreads Puanı: 3.74


"Yüzyıllardır buradayım, bir an olsun rahat vermediler…"

Öngörüldüğü üzere, evrenin orduları Trenzalore kapılarına dayanmıştı. Gezegenin yerle bir olmasının önünde tek bir engel vardı: Doktor. Bu pejmürde adam, dokuz yüz yıl boyunca gezegeni ve üzerindeki Noel adlı ufak kasabayı kötü niyetli güçlere karşı korumuştu.O korkunç yıllarda yaşanan olayların bir kısmı kayıtlara geçti. Ancak diğer pek çok hikâye gizemini korumayı başardı. Ta ki bugüne dek...


Bu kitapta anlatılanlar, yüzyıllar boyunca Noel'in ve sakinlerinin yüzleştiği tehlikeleri savuşturan Doktor'un öykülerinden sadece birkaçı. Bu öyküler, günün sonunda dizleri titreyen canavarların ve her şeye rağmen onlara karşı duran bir adamın son anına kadar nasıl direndiğinin şimdilik elimizdeki tek kanıtı.
                                                              (Tanıtım Bülteninden)





Herkese merhabalar,
Bugün karşınıza acayip fanı olduğum bir dizinin kitap yorumuyla çıkıyorum. Ve bu yorumu yaparken sadece kitaptan değil diziden de bol bol bahsedeceğim, hangi dizi olduğunu söylememe gerek yok herhalde. Televizyon tarihinin en uzun soluklu dizisi : DOCTOR WHO.
Kendisi bu özelliğiyle  Guiness rekorlar kitabına bile girmiş. Doctor adlı bir Zaman Lordu'nun Tardis adlı uzay gemisiyle zamanda ve uzanda yaşadığı maceraları anlatan kült halini almış bir dizi bu.
2009 yılında yeniden başlayan dizi dünyanın her köşesinden binlerce hayrana sahip. Bu dizinin bir ekol olduğunu, kendine ait bir kültür oluşturduğunu söylemek yalnış olmaz. Çünkü izleyenler bilirler Doctor Who bambaşka dünya.
Sadece tv izleyicisi için de değil, kitapkurtları içinde bu böyle.
Yurtdışında yeni seriyle birlikte BBC tarafından çıkartılan kitapların bir kaçı nihayet ülkemizdede çevirildi. Açıkcası o kitapları her gördüğümde kedinin ciğere baktığı gibi bakıyordum resmen. Ne yazık ki ülkemizde fanı olduğunuz herhangi bir dizinin ya da filmin ıvır zıvırlarını bulmak gerçekten çok zor. İthaki Yayınları hiç değilse bu açlığı birazcık giderdi diyebilirim.En azından onlar farkındalar Türk Whovianların (Doctor Whohayranlarının) azımsanmayacak kadar çok olduğunu.
Yayınevi önce Shada'yı, ardından 50. yıl için 11 yazar tarafından yazılan 11 Doctor 11 Öykü'yü en son olarakta Trenzalore Öykülerini çıkardı. Daha sonra geleneği devam ettirerek 12. Doctor'un kitaplarını çıkarmaya başladı. Bende Shada hariç tüm kitapları aldım. Aslında Şubat Ayında okumaya başlamıştım bu kitabı ama araya başka kitaplar girdi, Mart ayında acayip uzun bir Reading Slump'a girdim derken kitabı ancak Nisan ayında bitirdim.



   Öncelikle bu kitaplardan ne beklemelisiniz ? Dizinin takipçisiyseniz her türlü okuyorsunuz ve her türlü hoşlanıyorsunuz bu kitaplar, yok değilseniz okumaya başlamdan önce beklentilerinizi çok da yüksek tutmayın, çünkü her ne kadar Doctor Who bir bilimkurgu dizisi olsa da bu kitaplardaki bilimkurgu dizinin çok aşağı seviyesinde, canavarları tv'de görmeye alışık biri için kitaptakiler o kadar da etkileyici değil, açıklamalar desen aynı şekilde tabii işin içine hayal gücü girince her şey mükemmel oluyor ama bu kitaplara başlamadan önce bu durumu mutlaka göz önünde bulundurmalısınız.



 Bu kitabın hikayesine gelirsek, Trenzalore Öyküleri 7. sezonun Yılbaşı bölümü The Time of the Doctor'un ardından kaleme alındı çünkü kitaptaki dört hikayede Doctor'un Trenzalore'da geçirdiği zamanın kayıtları.Bir şekilde bölümün devamı.

Hatta kitabın kapağında söylediği gibi bu hikayeler 11. Doctor'un son direnişi 'nin kanıtları. Doctor evrenin her bir köşesinde yankılan mesajın anlamını çözmek üzere Noel adlı kasabaya gelir, bu kasaba her daim karlar altında, güneşin sadece kısacık bir an kendini gösterdiği, kimsenin yalan söyleyemediği bir yerdir. Doctor'un bilmediği ise bu gezegenin adını daha önce duymuş ve gelecekteki halini bizzat kendi gözleriyle gördüğüydü.

Trenzalore'dan yayılan mesajı sadece Doctor değil,gezenin en uzak köşesinde yaşayan türler dahi duymuştuR ve hepsinin tek bir isteği vardı, bu gizemli mesajı çözmektir. Ki bu mesajda ne olursa olsun asla cevaplanmaması gerekn bir soru vardır : DOCTOR WHO ?




Doctor, sorunun ne anlama geldiğini ve eğer cevaplınırsa nasıl sonuçlar doğuracağını bildiği için yol arkadaşı Clara'yı gönderip Trenzalore'de kalmaya karar verir. Çünkü o soru cevaplanırsa yeni bir Zaman Savaşı'nın olması, evrenin birbirini parçalaması an meselesidir.
İşte Trenzalore Öyküleri Doctor'un Noel kasabasınında ki zamanını, Doctor tarafından savuşturulan tehlikeleri, 300 yıl boyunca bir saat kulesinde tek başına yaşlanan pejmürde bir adamın son anına kadar gezegendeki insanları koruyuşunu anlatıyor. Kitabı okurken her bir cümlede aklımda sadece Matt Smith'in sesi, hareketleri, gülümseyişi ve öfkesi vardı. Çünkü bunlar çok iyi bildiğim şeyler. Sanki gerçekten tv'de izliyormuşcasına okudum kitabı.
Matt Smith zaten benim favori Doctor'um. Benim için kesinlikle unutulmaz biri o yüzden kitap da okurken çok rahat bir şekilde hayalimde canlandırabildim kendisini. Muhteşem bir enerjisi olan, her bölümle birlikte kendini geliştiren bir oyuncuydu Matt Smith. Genç yaşına rağmen üç yıl boyunca harika bir iş çıkarttı, Doctor'u adım adım zirveye taşıdı.






Dört hikayede farklı yazarlar tarafından yazılmış bir seçkiden oluşmuş bu kitap. Hepsini okurken zevk aldım ama bazılarını diğerlerinden daha çok sevdim. Farklı yazarlar tarafından yazıldığı için puanlamayı da öykülere göre yaptım.
Özellikle iki tanesi çok hoşuma gitti.Ve sonuncu hikayede ise öyle bir şey vardı ki içimi yaktı,kül etti. Tabii her güzel şey gibi bununda bir sonu vardı. 11. Doctor Time of the Doctor bölümünde diziye veda edince 8. sezon boyunca somurtuk bir şekilde diziye devam ettim, şimdi öyle hissetmesem de yeni Doctor- Peter Capaldi'yi çok sevsemde kimse ama kimse Matt Smith gibi olamaz benim gözümde.





Hikayelerdeki canavarların çoğunu tanıyorum, tanımadıklarımsa büyük ihtimalle klasik seridendi. Buz Savaşçıları/Ice Warriors, Krynoid, Nestene Bilinci/Autons ve Mara tanıdığım canavarların olduğu hikayeyi çok daha rahat okudum. Diğerlerindeyse eh onların da anlatımı çok güzeldi diyelim.

 Ama keşke diyorum keşke favori canavarım
 Weeping Angels'larla ilgili de bir hikaye olsaydı. Doctor Who evreninin en muhteşem canavarlarından bir tanesi bunlar. Belki bölümde gözüktükleri için belki de yazarlar farklı türleri hikayelerine konuk etmek istedikleri için her iki şekilde de yazık olmuş. Şöyle sıkı bir yazar Korku/Bilimkurgu tarzında bir şeyler çıkarabilirdi ortaya, kim bilir!?

Kitabın basımı çok beğendiğimi de eklemek istiyorum buraya, özellikle kapağı açar açmaz 11'in çizimiyle karşılaşmak ve kitabın Handles'a ithaf edilmesi beni nasıl mutlu etti anlatamam.Çok keyifli bir okuma süreci oldu umarım sizde en az benim kadar seversiniz bu kitapları. Eğer henüz diziye başlamamamışsanız bu yazıyı okuduktan sonra hemen bir internet sitesi bulun ve başlayın.

PUANLAMA:
 DOLU YAĞMURU-JUSTIN RICHARDS 4/5
KURTLU ELMA-GEORGE MANN 5/5
TRENZALORE'DEKİ YABANCILAR-PAUL FINCH 5/5
RÜYALAR-MARK MORISS 3/5










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ana Sayfa

Kitaptuber

Popular Posts

Followers

Template Hits