22 Mayıs 2016 Pazar

Manga nedir? Nasıl okunur? Türleri nelerdir?


   Selamlar herkese!
   Bu yazım bu sefer biraz farklı olacak. Biraz bilgilendirme biraz öneri tarzında bir yazı olacak. Manga nedir? Nasıl okunur? Türleri nelerdir? gibi soruları yanıtlamak istiyorum sizlere. Biliyorsunuz son dönemde ülkemizde bu konuda kendini geliştirmeye başladı ve Akıl Çelen, Gerekli Şeyler gibi sayılı yayınevi mangaları bizlerle buluşturmaya başladı. Bu yeni gelişme umut vaad edici.
   Manga: Japon çizgi romanıdır. Anime'yi ise Japon animasyonu diye tanımlamak doğru olabilir. Çoğunlukla da mangaların televizyona uyarlaması şeklindedir. Ancak Animeler kesinlikle Japon çizgi filmleri değildir. Bu konuyu özellikle belirtmek istiyorum çünkü belli bir yaş grubu için sakıncalı içeriklere sahip olabiliyorlar. O yüzden içeriğini ve türünü bilmeden animeleri çocuklara izletmek doğru değil.
   Eğer daha önce elinize manga aldıysanız kitabın tasarımının alışılmışın dışında olduğunu fark etmişsinizdir. Bizim alıştığımızın tam aksine mangalar japonca okunuş kurallarından dolayı temel olarak sağdan sola okunur. Ancak bazen bir sayfada çok fazla kutucuk ve dialog olabilir, bu kafanızı karıştırmasın. Basitçe sağ en üst köşedeki kutucuktan başlayarak kutuların hizasını takip edin. Alttaki örnekten yola çıkarsak, kızın oğlana sarıldığı kutucuk ilk kutu sayılır ve ilk okunması gereken 'Kaname-sama' kısmıdır. Daha sonra onun hemen hizasındaki dialog okunur. 'Kaname...Sama? Bugün Yukii'nin doğum günü!...' diye devam eden kısım. Bu bitince yine aynı şekilde bunun bir altında en sağdaki kutucuktan okumaya başlayıp devam edebilirsiniz. Biliyorum başta biraz kafa karıştırıcı geliyor ama zamanla alışıyorsunuz.


   Biraz da manga türlerinden bahsetmek istiyorum. Manga ve animelerin fark etmişsinizdir ki Shounen, Shoujo, Josei, Yaoi, Ecchi vb. sınıflandırmaları vardır. Bu bizim alıştığımız aksiyon, romantizm, polisiye gerilimin aksine japonlarda her yaş ve cinsiyet grubunun ilgisine göre belirlenmiş bir sınıflandırmadır. Ben size bildiğim bir kaçından bahsedeceğim.
    Shoujo: 'Genç kız' şeklinde bir kelime anlamı vardır ve genel olarak aşk, romantizm üzerine kurulmuş tam olarak ergen kızların beğenisine göre yapılmış bir türdür. İçinde aynı zamanda fantastik ögeler, aksiyonda barındırabilir. Çocukluğumun animesi olan Sailor moon (Ay savaşçısı), Vampire Knight, L-DK... bu türe verilebilecek örneklerdir. Seydaghan'ın aksine shoujo benim en sevdiğim tür sınfına giriyor. 70 yaşıma da gelsem bu ergen ruhumdan asla kopamayacağım sanırım. (Kore ile ilgilenenler varsa ben çoğu dizinin Shoujo kriterine girdiğini düşünüyorum ki japon mangalarından esinlenen bir kaç kore dizisi de var. Boys over flowers gibi...)
   Shounen: Shoujo'nun 'genç erkek' tarzıdır. Aksiyonu seven erkek beğenisine göre yapılır. Macera, dövüş, komedi türleri çoğunluktadır ve mangaların çoğunlunu bu tarz oluşturur. Özellikle bu tarz daha fazla animeye dönüştürülüyor. Bleach, Naruto, Yu Gi Oh, Fullmetal Alchemist bu türe örnek verilebilir.
   Seinen: Yetişkin beğenisine göre yapılan bir türdür. Ve yine aksiyon, dövüşün yanı sıra olaya biraz cinsellikte katılır. Daha çok kanlı olay içerir ve daha dramatik ve kurgusaldır. Death note, One punch man, xxxHolic, Akuma no Riddle bu türe örnek verilebilir.
   Josei: Bayan öyküsü anlamını taşımaktadır. Ve yetişkin kadın beğenisine göre yapılır. Bu tür daha çok romantizim, dram içeriklidir. İçeriğinde cinsellik barındırabilir. Spy x baby, Hapi Mari, Cheese in Trap bu türe örneklerdir.
   Mecha: Gelişmiş teknoloji, makine ve robotları konu olan bir türdür. Bol bilimkurgu içeriklidirler. All you need is kill, Code Geass bu tarza örnek verilebilir.
   Ecchi: Japonca olarak kelime anlamı 'sapık' şeklindedir. Ve genelde cinsel içerikli manga ve animelerde kullanılır. Konunun içinde aksiyon ve macera olabilir ama çoğu zaman karakterleri yarı çıplak ya da açık giysilerle betimler çizer. Highschool DXD, Rosario Vampire, High School of Dead, Fair Tail bu türe örnek verilebilir.
   Yaoi ve Yuri: Eşcinsel aşk içerikli bir türdür. Yaoi erkek eşcinselliği, Yuri ise yaoinin kadın versiyonudur. Bu tarz manga ve anime takip etmediğim için örnek veremeyeceğim.
   Genel olarak türlerle ilgili bildiklerim bunlar. Aslında mangalar genelde tek bir tür değil bir kaç türün karışımı olmaya eğilimliler. Örneğin bir manga hem Mecha hem Ecchi olabilir. Ya da hem Harem türü olup hem Shoujo ve Shounen olabilir. Bu konuda kesin bir kısıtlama yok.
   Mangalar gerçekten ciddi bir uğraşı ve yetenek işi bence ve oldukça eğlenceliler. Ülkemiz bu kültürle yeni yeni tanışmaya başlasa da okuyucuların ilgisi gerçekten inanılmaz. Özellikle bizim okuma stilimize bu kadar ters olan bir tarz olsa dahi bir çok insan manganın ne olduğunu biliyor artık. Kitaplığımda ülkemizde yayınlanan iki manga serisi bulunmakta. Bunlardan biri akıl çelenden çıkan 'Vampir Şövalye' idi ki son cildi olan 19. cilt ile birlikte seriyi bitirmiş bulunmaktayım. (Ekstralarının ek bir cilt olarak geleceği umudunu hala taşıyorum) Bir diğer takip ettiğim ve hala devam etmekte olan serisi ise Gerekli Şeyler'den çıkan 'Tokyo Gul'. Bu iki serininde animelerini izlemiştim ve ikiside benim favorilerim arasındaydı. Eğer mangaya başlamak isterseniz kesinlikle önerilerim arasındalar.
   Bunun dışında ayrıca telefonumdaki 'Manga Rock' isimli bir uygulama ile ingilizce manga okuyorum. Neredeyse bir çok shoujo mangayı bu sayede okudum. Bitirdiğim seriler arasında önerebileceklerim; Ao Haru Ride (Mangası bitti,Animesi var), L-DK (Manga devam ediyor filmi var), Kinkyori Renai (Manga devam ediyor, filmi var), Sailor moon (Mangası bitti, Animesi Crystal devam ediyor eski versiyonu bitti, dizisi var), Sturdust Wink, Soredemo Sekai wa Utsukushi (Animesi var), Kamisama Hajimemashita (Animesi var), Kaicho wa Maid sama, First Kiss, Special A, D.Gray Man benim diğer önerilerim. Fullmetal alchemist'in ülkemizdeki manga versiyonuna başlamayı düşünüyorum ayrıca ancak yaz dönemine kaldı bu hedefim.
   Mangalar ile ilgili benim söyleyeceklerim bu kadar. Sizin sorularınız ve merak ettikleriniz olursa her zaman yorum bırabilirsiniz. Kendinize iyi bakın keyifli okumalar! 



21 Mayıs 2016 Cumartesi

'Grisha Serisi' Kitap Yorumu

Seri adı: Grisha
1.Kitap: Gölge ve Kemik
2.Kitap: Kuşatma ve Fırtına
3.Kitap: Çöküş ve Yükseliş
Martı Yayınları
Goodreads: 4.07, 4.11, 4.19

    Selam millet!
    Upuzun bir ara verdiğimin farkındayım ama sizlere seri yorumuyla özürlerimi iletmek istiyorum. Açıkcası yoğunluktan pek kitap okumaya fırsat bulamıyorum. İnanın bu durumdan bende hiç memnun değilim üstelik kitaplığımda okunması gereken tonlarca kitap ve alınması gereken yeni kitaplar varken! Aslında belki de çoğunuzun benden önce okuduğu bir seriyi yorumlayacağım bu sefer. 'Kargalar Meclisi' yorumumu okuduysanız maalesef bu seriyi ondan sonra keşfettiğimi ve okumaya başladığımı hatırlarsınız. Aslında serinin ilk iki kitabını geçtiğimiz aylarda arka arkaya okumuştum. Son kitabını ise yeni bitirebildim. Tüm seriyi bitirince de böylesine güzel bir seriyi yorumlamadan geçmek olmaz dedim.
    Ah yoruma geçmeden önce bir p.s girmek istiyorum araya. Biliyorsunuz ki ülkemizde seriler pek arka arkaya yayınlanmıyor. En az bir sene beklemek gerekiyor yeni kitap için ve yeni kitap geldiğinde karakterleri ya da olayları hatırlamakta zorlanıyor insan. En azından benim için bu durum böyle. O yüzden bende biraz acı verici bir süreç olsa da seriler bittikten sonra tamamlayıp okumaya karar verdim. En azından 3 ya da 4 kitaplık serileri böyle yapmayı düşünüyorum. Siz neler düşünüryorsunuz bu konuda? Benim gibi olan kaç kişi var? Bunlar merak ettiğim sorular. Neyse gelelim Grisha serimize...
    Serinin konusundan birazcık bahsetmek gerekirse; Alina Starkov yetim bir kızdır. Onun gibi yetim olan en yakın arkadaşı ve gizli aşkı Malyen ile birlikte büyümüşler ve asla ayrılmamışlardır. Bir gün Karanlıklar Diyarı adında mel-un bir mekandan geçerken gemileri Volcra adındaki yaratıkların saldırısına uğrar. Bu ruh emiciden olma öcüden bozma canavarlar insanları çiğ çiğ yerken bizim mal kızımız (Kitapta sevemediğim tek karakter olan) Alina ancak sevdiceği Malyen tehlikedeyken bir anda aşka gelir ve hiç farkında olmadığı Grisha gücünü ortaya çıkararak gemiyi Volcra'lardan kurtarır.
    Sonrasında ne mi olur? Tabii ki de Grishalardan oluşan ikinci ordunun komutanı, Grishaların Darth Vader'ı, siyahtan başka bir şey giymem diyen karizmatik Karanlıklar Efendisi abimiz, Alina'nın marifetini duyar ve onu mekanına çağırttırır. Saf kızımız ne olduğunu anlamaz, inatla ben bir şey yapmadım şeklinde savunmaya geçse de Karanlıklar Efendisi abimiz, kızımıza içindeki gücü gösterir. Daha sonra 'Karanlıklar Diyarını yok etmek ister misin tatlı kız?' diye aklını çelerek Alina'yı Ravka adındaki başkentlerine götürür. Alina gücünü kullanmayı öğrenmek için Grishaların Yoda'sı Bragha'dan özel ders almaya başlar. Saf hayallere kapılan genç kızımız, Karanlıklar Efendisine yardım ederek Karanlıklar Diyarını yok edeceğini düşünüp premses hayatı yaşarken, tripcan aşkı Malyen geri döner ve esas macera başlar.
    Spoilers vermemek adına konuyu burada bırakıyorum. Ki zaten ilk kitabını okuduysanız eminim ki kesinlikle ikinci ve üçüncü kitapları okumak isteyeceksiniz.

   
    Grisha dünyasına tek yön bilet varsa alabilir miyim?
    Seriye tek kelimeyle: BA-YIL-DIM! Sanırım daha doğrusu yazara aşık oldum desem yanlış söylemiş olmam. 'Kargalar Meclisi' ile karşılaştırmak gerekirse yazarın dili basitti. Kendini bu konuda baya geliştirdiğini Gölge ve Kemik'in ilk on sayfasında anladım zaten. Bu konuda da yazarı gerçekten takdir ettim ama değişmeyen ve değiştirmesine gerek olmayan bir şey var ki oda yazarın olağanüstü hayal gücü ve kurgu yeteneği. Üstelik kitaplarda giderek artan bir performans vardı. Özellikle Çöküş ve Yükseliş kesinlikle aralarında en iyisi ve benim favorim oldu. Özellikle sonu inanılmazdı.
     Karakterlere gelirsek seriyi okumadan önce gördüğüm yorumlarda herkes Karanlıklar Efendisine hayranlıklarından bahsetmiş. Yahu adama hayran olunmayacak gibi değil ki. Star wars'ta Darth Vader ne ise, Grisha dünyasında da Karanlıklar Efendisi o! Ben bu kadar kötü olup kendine bu kadar hayran bırakan bir karakter daha görmedim. Başından sonuna kadar onu destekledim ki yazarın gül gibi karakteri harcadığını düşünüyorum. Üstelik ne için k.çı b.klu Alina için. (Kusura bakmayın ama kendimi tutamıyorum) Evet, sevmedim sevemedim. Serinin başında yaptığı malca davranışları, yanlış hareketlerini, saçma kararlarını mazur görebilirdim çünkü ilk kez böylesine farklı, böylesine korkutucu bir dünyaya giriyor ve sorumluluk alıyordu. İlk kitabı alışma dönemine verdim ama yahu ikinci hadi bari üçüncü kitapta biraz aklını başına gelsin be kızım. Kitaplar boyunca gaddar olmaktan, lider olmaktan söz ediyor ama kitabın son elli sayfasında bile bir gıdım aklı olmadığını görebiliyoruz. Sürekli mal mal kendini feda etme derdinde. Beşik kertmesi Malyen'de bundan farklı değil ama en azından onun ilk kitaptan son kitaba doğru olgunlaşmasını ve değişimini görüyoruz. Son kitapta kendisini sevebildim bile ama Alina, ah Alina! Diyecek söz bulamıyorum.
     Kurgusal olarak olarak beş yıldız, karakter olarak (Alina'dan dolayı) dört yıldız, yazım dili olarak 4 yıldız şeklinde puanladım ben kitabı. Yazım tarzından puan kırmamın tek sebebi Kargalar Meclisidir! Gerisi harikaydı zaten. Crooked Kingdom ne zaman çıkar bilinmez ama yazarın Grisha dünyası ile ilgili başka kitapları varsa onları da okumak isterim. Umarım yayınevleri bu konuda bize kulak veririler.
     Okumayanlar için tek önerim kesinlikle okuyun: Asla pişman olmazsınız. Üstelik seriyi internetten oldukça uygun fiyata bulabilirsiniz.
     Şimdilik kendinize iyi bakın. Herkese keyifli okumalar.
Puanım: 4.5/5









Ana Sayfa

Kitaptuber

Popular Posts

Followers

Template Hits