Aspendos
Özgün adı: The Bright Side
Sayfa sayısı:496
Goodreads:4,40
|
Hayat bir gökkuşağı olsa, Gün Işığım gökkuşağının sekizinci rengi olurdu. En yakın arkadaşı Gus'ın, Kate Sedgwick'e Gün Işığım demesinin bir sebebi vardı. Sıra dışı bir hayat süren Kate, her şeyin mutlu ve pozitif yanlarını görmekle kalmıyor, aynı zamanda hayatı tüm ruhuyla yaşıyordu.
Kate üniversite eğitimi için Grant'e yerleşerek her şeyi, herkesi geride bırakır. Ancak hayatta asla kopamayacağınız insanlar vardır. Tüm hissettiğiniz, gördüğünüz, istediğiniz onlardır artık. Kate, yeni taşındığı şehrin ona hazırladığı sürprizlerden habersiz; tüm benliğini saran sonsuz sevgiyle dalgalara göğüs germeye hazırdır. Kendini bir anda fırtınanın ortasında bulsa bile… Herkesin hayatında anlatamadığı hikâyeleri ve sırları var. Herkesin hayatında, "Sen aslında bensin," dediği özel biri var.
Kate üniversite eğitimi için Grant'e yerleşerek her şeyi, herkesi geride bırakır. Ancak hayatta asla kopamayacağınız insanlar vardır. Tüm hissettiğiniz, gördüğünüz, istediğiniz onlardır artık. Kate, yeni taşındığı şehrin ona hazırladığı sürprizlerden habersiz; tüm benliğini saran sonsuz sevgiyle dalgalara göğüs germeye hazırdır. Kendini bir anda fırtınanın ortasında bulsa bile… Herkesin hayatında anlatamadığı hikâyeleri ve sırları var. Herkesin hayatında, "Sen aslında bensin," dediği özel biri var.
Herkese merhaba!
Yoğunluktu, okuldu, mezuniyetti, kepti derken uzunca bir ara kitaplardan uzak kaldım maalesef. Haziran ayında hazır ramazanda gelmişken tempomu arttırmak istiyorum. Yakın bir zamanda okulum tamamen bitecek ve ben bir kaç aylığına da olsa özgürlüğüme kavuşmuş olacağım. Temmuz ayında tatil planlarım olduğu için çok fazla kitap okuyabileceğimi sanmıyorum ama Haziran'ı iyi değerlendirmek istiyorum. Okumam gereken çok fazla kitap ve çok az zamanım var. Umarım bunu başarabilirim!
Yoğunluktu, okuldu, mezuniyetti, kepti derken uzunca bir ara kitaplardan uzak kaldım maalesef. Haziran ayında hazır ramazanda gelmişken tempomu arttırmak istiyorum. Yakın bir zamanda okulum tamamen bitecek ve ben bir kaç aylığına da olsa özgürlüğüme kavuşmuş olacağım. Temmuz ayında tatil planlarım olduğu için çok fazla kitap okuyabileceğimi sanmıyorum ama Haziran'ı iyi değerlendirmek istiyorum. Okumam gereken çok fazla kitap ve çok az zamanım var. Umarım bunu başarabilirim!
Gelelim sizlere bahsetmek istediğim Haziran ayının ilk kitabına. Kim Holden'dan 'Gün Işığım'...
Merak edenler için kitabı Eskişehir'de ki kitap fuarından 10 tl gibi çok uygun bir fiyata aldım. Aspendosu seviyorsanız bence kitaplarını fuarda yakalamaya çalışın gerçekten çok uygun oluyor. Ayrıca Haziran ayına özel okuoku'da 9.90 kampanyası var. Kaçırmayın derim.
Kitaba dün başlayıp bugün bitirdim. Aslında bu kitap hakkında karışık düşünceler içerisindeyim. Çünkü beni hem tatmin etti hem de etmedi. İlk çıktığı dönem baya popüler olmuştu ve bende büyük bir umutla almıştım. Üstelik trajik hikayelere aşık bir insan olarak bu kitabın benim favorilerim arasına girmesi gerekiyordu, ancak...
Kitabı hem övüp hem de yereceğim. Ve bana göre en kusurlu karakterden başlıyorum eleştirilere. (Şunu belirtmek isterim ki bunlar benim kendi fikirlerim, benim gibi düşünmeyen okurseverlere saygım sonsuzdur.)
Ana karakter olan Kate adındaki kızımız, 21.yüzyılın polyannası olmaya aday gösterilse kesinlikle seçilir. Polyanna bile Kate'in yanında sönük kalır o derece. Doğrusunu söylemek gerekirse bu durum benim hoşuma giden bir durum olmadı. Çünkü Kate'in yaşadıklarını ele alırsak, geçmişte böyle olsa bile şimdi böyle kalabilmesine imkan yok. Tıbben imkansız bu! O kadar diyorum yani.
Bu yüzden Kate karakterini gerçek dışı buldum ve sevmedim. Kıza ısınamadım bir türlü. Her daim sevgi pıtırcığı hali, sözleri, hareketleri samimi gelmedi bana. Özellikle en büyük haksızlığı en yakın arkadaşım dediği Gus'a yaptığını düşünüyorum
Kitaptaki bir diğer karakter, Keller Bank'ten bahsedelim biraz. Başta sevmediğim ama bir kaç olaydan sonra acayip ısındığım bir karakter oldu kendisi. Kate'e gerçekten aşık ve bu konuda onu suçlayamıyorum. Kate gerçekten onun hayatını değiştirdi. O yüzden ona olan duyguları, bağlılığı ve ihtiyacı gerçekçiydi. Yine de başta kendisini üniversite aşkı arayan sıradan bir genç olarak görmüştüm kitapta. Ancak ilerkeyen sayfalarda geçmişini öğrendiğimde ona olan saygım arttı.
Yine de bir Gus değilsin be dostum!
Ve geldik bize ikinci kitabı aldıracak olan karaktere: Gus! Kendisi kitapta ciddi anlamda bağlanıp sevdiğim tek karakter oldu. Kate'e sürekli gün ışığım diye hitap etmesi, her telefon konuşmalarını seni seviyorum diye bitirmeleri gerçekten çok etkileyiciydi. Kate'e ne kadar değer verdiğini görmemek için ya kör ya da aptal olmak gerekli! Kitapta Kate'den daha çok önemsediğim birisi varsa o da Gus!
Kitapla sorunumun tek kaynağının Kate olduğunu anlamışsınızdır. Yazarın dili de çok hoşuma gitmedi açıkcası. Jodi Picoult romanlarından alışkınım aslında bu yazım şekline, severim de ama bir şeyler basit kaldı. Uzatmaya gerek yok, kısacası beğenmedim! Altı çizilecek söz var mıydı, evet vardı ama bana o samimiyeti vermediğinden midir nedir bende hissiyat oluşturmadılar. Kitabı kurtaran yalnızca iki kayda değer nokta var bana göre; Gus ve son 150 sayfası. Bunun dışında genel görüşüm kitabı sevmediğim, üzgünüm dostum ama vasatsın!
Son olarak bilmeyenler için kitabın devamı niteliğinde ve Gus'ın hayatını anlatan ikinci kitabı yeni çıktı. Gus hayranı olarak mutlaka alıp okuyacağım. Kitap görselini aşağıda görebilirsiniz.
Yorumumun sona gelmiş bulunmaktayım. Elbette ki fikir ayrılığı yaşayabiliriz. O yüzden eğer kitabı sevenleriniz varsa lütfen darılıp gücenmeyin. Yine de kitabı okumayın diyemeyeceğim. Bu kadar çok seveni olduğuna göre bir şansınızı deneyin derim, özellikle de trajik hikayeleri sevenlere...
Bir sonra ki yoruma kadar hoşçakalın. Herkese bol okumalar!
Puanım: 3/5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder